Adres: Taksim Cad. No: 2 / Beyoğlu, İstanbul
21 Temmuz 2014 Pazartesi
Karadeniz Şimşek Pide
Ramazan ayında her yerin iftar menüsü olur ya, hani köşedeki lahmacuncu bile menü yapar 20 TL 'lik şeyi 50 TL'den satar. Sen de Ramazan ruhunu azıcık da olsa tadayım diye bayılırsın paraları.. Ama hiç düşünmezsin bu ayın yiyip içmek değil açları fakirleri anlamak olduğunu. İşte tam da bu yüzden biz de ne zaman şuraya iftara gitsek diye düşünsek o paraya bir aile ne yer ne içer diye düşünür olduk. Bu sene hiç dışarıda bir yerde iftar yapmadık. Sadece bir gün canımız pide çekti. Daha önce duyup, gidip çok beğendiğimiz Taksim'deki Karadeniz Şimşek Pide'ye gitsek nasıl olur dedik. Aradık iftara özel sadece çorba çıkarıyorlarmış, menü aynı. Tamam dedik. Rezevasyon yaptırdık, iftardan da 15 dk önce gittik hiç bir sorun yaşamadık. Ben daha önce kıymalı yemiştim, kavurmalı denemek istedim. Biraz kuruydu ama kıymalı gerçekten nefis. Pideler kapalı/ açık gelebiliyor belirtmenizde fayda var, ben açık beklerken kapalı geldi. Diğer pide çeşitleri de bulunuyor. Sanırım farkları hamurlarının çıtır çıtır ama içinin yumuşak olması, bir de kıymalının ağır olmayan sulu iç malzemesi. Başka yerde pide yemem dedirtecek kadar lezzetli. Karadeniz Şimşek Pide zaten ünlü ama bir de benden dinleyin istedim. Taksim'de polislerin başında hep beklediği şu ilk sağ sokakta. Burger King'in karşısında. Hayır Fransız Kültür Merkezini geçmiyorsun. ;) Ramazan bitiyor ama Taksim'de pide yiyeceksen başka yere gitme derim. Bizim gibi evden kalkıp da gidebilirsin bir de tabi tabi. :)
19 Temmuz 2014 Cumartesi
Şişli'de Öğlen Yemeği
Ben Şişli'de çalışıyorum ve neredeyse hayatımın büyük bir bölümü bu karmaşanın içinde geçiyor. Yemek seçeneği çok ama artık her şeyden sıkılıyor insan. Haftada 3-4 gün Cevahir AVM'deyim. Buradaki favorim Yami. Salata ve makarna üzerine her şey. Tek geçerim. Yolun Cevahir'den geçerse mutlaka uğra derim.
Ev yemekleri yiyeceksen Kırıktabak ve Rezene en popüler yerler. Kırıktabak'ın kapısında kuyruk olur. Sistemleri güzel, sıraya geçip tezgahtaki zeytinyağlı ya da sıcak yemeklerden tabak yapıyorsun. Rezene'de de böyle tabaklar yapabiliyorsun ama orada ızgaralar da var. Çok çok beğenmiyorum ikisini de ama seçenek işte, değerlendirilebilir. Başka yerde şubeleri de olan Pehlivan'da da yemek yiyebilirsin. Şişli Camii'nin hemen karşısında. Benim favorim tavuk çorbaları.
Erenoğlu: Yine ev yemekleri kategorisinde :) Fast food arıyorsan zaten benden iş çıkmaz. Burger King yada McDonalds yemeyeli belki 1 yıl oldu. (Sende yeme hem sağlıksız) İlla yiyeceğim dersen Cars Jr ve Burger House Cevahir'de.
Erenoğlu diyordum değil mi? Evet sevgili okur burası en iyisi. Hem lezzet hem fiyat, paket serviste hız 10 numara. Tek sorun orada yersen üstünün yemek kokması.
Yeni bir yer daha keşfettim, olmadı onu ayrı yazarım. Cezve Cafe. Aklımızın kenarına yazalım, bu arada ben biraz daha keşfedeyim. :)
Yemeğini yedin üstüne çay, kahve nerede içerim, tatlı nerede yerim dersen de önerim Çaykovski ve Pelit.
Etiketler:
cevahir avm,
çaykovski,
kırıktabak,
kırıktabak şişli,
rezene ev yemekleri,
rezene restorant,
rezene şişli,
susam sokağı,
Şişli öğlen yemeği,
şişli pelit,
yami,
yami cevahir,
yami makarna
24 Haziran 2014 Salı
İstanbul Gezisi
10 yılı aşkın zamandır İstanbul'da yaşıyorum, hep misafirlerimiz gelir gezdirirdik ama ilk defa bu kadar planlı programlı hareket ettik ve aşağıda saydığım her yeri gezme şansımız oldu. 10 gün için oldukça yoğun bir programdı. Çalıştığımız için de sadece haftasonlarını değerlendirebildik. Gerçi ben iki gün izin aldım ama almasam da biraz daha hızlı olarak yine tamamlayabilirdik. Demek istediğim misafiriniz geliyorsa yada siz İstanbul'da iki haftasonu geçirebilecekseniz buraları görmeden gitmeyin. Biz bir de Edirne ciğerinin peşine düştük, Meriç nehri kenarında kahve keyfi yaptık, Selimiye'nin heybetiyle büyülendik ama o başka bir yazımın konusu. Bknz. Edirne
Not: İstanbul'da plan yapacaksanız trafiği mutlaka hesaba katmalısınız. Biz çok şükür saatlerce trafikte kalmadık hiç ama dikkat etmeseydik gezip eğleneceğim derken çok kötü bir gün geçirebilirdik.
Not2: Gidebileceğiniz her yere metroyu kullanın, büyük kolaylık!
2. Soğuk Çeşme Sokağı
3. Topkapı Sarayı
4. Ayasofya
5. Yerebatan Sarnıcı
6. Kapalıçarşı
7. Mısır Çarşısı
8. Galata Köprüsü'nde balık-ekmek
9. Moda'da kahvaltı
10. Bahariye Caddesi, Kadıköy Balık Pazarı
11. Kızkulesi
12. Adalar
13. Göztepe Parkı
14. Bağdat Caddesi
15. Göztepe Özgürlük Parkı
16. Kuzguncuk
17. Fethi Paşa Korusu
18. Mihrimah Sultan Camii
19. Mihrabat Korusu
20. Kanlıca
Soğuk Çeşme Sokağı
11 Mayıs 2014 Pazar
Massha Restorant
Şile'ye bir de baharda git, doğanın uyanışına şahit olacaksın. Kumsalda yürü, ayaklarını denize sok, kumdan kale yap hatta! O kafana taktığın tüm düşünceler uçup gidecek, kendini bu sonsuz evrende bir kum tanesi gibi hissedeceksin.
Biz de karar verdik, Şile'ye gidilecek! Gerisi yok ama.. Önceki yazılarımda yer alan Vira Restorant'tan başka bir yer bilmiyoruz. Foursquare ve oraya değerli yorumlarını bırakanlar sağolsun. Bu bloga başladığımda Foursquare'in şu an için yaptığı şeyi yapmak, gidenlere işe yarar tavsiyeler vermek için yola çıkmıştım. Baktık en güzel manzara, en güzel yemekler ve en yüksek puan nerede? Massha Restorant'ta bulduk kendimizi, iyi ki de böyle yapmışız.

Bir kere denizin içinde gibisin, sahilin başında Ayazma'da. Yan yana 2 restoran. Ayazma ve Massha. Biz Massha'ya girdik ve tek müşteriydik.

Acaba mı derken mezeler geldi. Harika bir levrek marin yedik. Bayıldık, evde kendimiz de yapmaya karar verdik.
Levrek Marin

Ben tekir yedim çok lezzetliydi. Diğer mezeler, kalamar ve ortam çok hoştu. Sonra bir kaç masa daha doldu, kendimizi yalnız hissetmedik.
İşte Mezeler...

Dışarıda oturamadık tabii ama havalar biraz daha ısınınca sanıyorum rezervasyonsuz gidilmez. Yazın beach oluyormuş, giriş kişi başı 30 TL. Kesinlikle geleceğiz.


Bir kere denizin içinde gibisin, sahilin başında Ayazma'da. Yan yana 2 restoran. Ayazma ve Massha. Biz Massha'ya girdik ve tek müşteriydik.

Acaba mı derken mezeler geldi. Harika bir levrek marin yedik. Bayıldık, evde kendimiz de yapmaya karar verdik.
Levrek Marin

Ben tekir yedim çok lezzetliydi. Diğer mezeler, kalamar ve ortam çok hoştu. Sonra bir kaç masa daha doldu, kendimizi yalnız hissetmedik.
İşte Mezeler...

Dışarıda oturamadık tabii ama havalar biraz daha ısınınca sanıyorum rezervasyonsuz gidilmez. Yazın beach oluyormuş, giriş kişi başı 30 TL. Kesinlikle geleceğiz.

Fiyatlar verilen hizmete uygundu. Mezeler 8, balıklar 30-50 bira 10 TL, kalamar ve levrek marin 18 TL
İletişim:
Massha Restaurant
Adres: Liman yolu No:34 Şile, İstanbul.
T: +90 (216) 711 06 76
Web Adresi İçin Tıklayın
Manzara Muhteşemdi :)

Massha Restaurant
Adres: Liman yolu No:34 Şile, İstanbul.
T: +90 (216) 711 06 76
Web Adresi İçin Tıklayın
5 Mayıs 2014 Pazartesi
Dondurmacı Yaşar Usta
Yaptığı işe farklılık getirenlere bayılıyorum. Hangi alanda olursa olsun takdir edilmeleri gerekiyor. Dondurmacı Yaşar Usta da benim gözümde Steve Jobs'tan çok uzak bir yerde değil. Onu önce Vedat Milör'de sonrasında başka programlarda da görmüştüm. Hatta Vedat Milör'ün programından hemen sonra evden çıkıp aramaya koyulmuş ama bulamamıştık. Meğer ne kadar kolay yerdeymiş! Bostancı minibüs yolundaki Shell istasyonun karşısında girilince solda bir pastanenin önünde. Arabayla geliyorsanız buradan giriş yok. Bostancı otobüs duraklarının olduğu caddeden girip devam ettiğinizde Shell'in oradaki ışıklara gelince sağınızda kalıyor. Önünde her daim bulunan kuyruktan anlayacaksınız zaten. Benim favorim tahinli dondurma, böyle bir lezzet yok yeryüzünde. Nutella'dan bile güzel! Balkabaklı, cicibebeli, incirli, kestaneli çeşit çeşit dondurmadan hangisini isterseniz var. Sabahları meyveleri tek tek kendisi seçiyor Yaşar Usta. Kilosu 40 TL, külahta isterseniz de bir top 1,5 TL.
Adres: Prof Dr. A Nihat Tarlan Caddesi 34/2 Bostancı İstanbul
Telefon: 02163611440
9 Şubat 2014 Pazar
Antebi
İstanbul'daki en sevdiğim lahmacunu yapan yer ile tanıştırmak istiyorum sizi.
Mudavimi olduğum bu Antep usulü lahmacunun bildiğimiz lahmacundan farkı iç harcına sarımsak katılması.

Sadece bu değil tabii. Ben kıymasının çok ağır olmamasını da seviyorum. Ayrıca İstanbul'da pek görmeye alışık olmadığımız ama Antep'te ve Anadolu'da olmazsa olmaz bu arkadaşlar var Antebi'de ki oldukça lezzetli!

Sadece bu değil tabii. Ben kıymasının çok ağır olmamasını da seviyorum. Ayrıca İstanbul'da pek görmeye alışık olmadığımız ama Antep'te ve Anadolu'da olmazsa olmaz bu arkadaşlar var Antebi'de ki oldukça lezzetli!
Tüm malzemeler Antep'ten geliyor. Çorbanın tadı kullandıkları salçadan dolayı oldukça farklı ve lezzetli.
Ve tabii ki mutlu son
Havuç diliminin fotoğrafını az daha çekemiyordum son anda aklıma geldi. İmam Çağdaş'daki baklavadan hiçbir farkı yoktu.

Güler yüzlü bu garson abimiz yıllardan beri burada ve servis harika!

Güler yüzlü bu garson abimiz yıllardan beri burada ve servis harika!
Fiyatlar:
Kebaplar 14-25 TL arası
Çorba ve lahmacun 5 TL
Çorba ve lahmacun 5 TL
Yol:
Acıbadem Caddesi üzerinde No: 87'de
4 Şubat 2014 Salı
Tarihi Yarımada
Bu soğukların başlamasından hemen önceki o güzel hafta sonunda Marmaray'ı kullanarak Tarihi Yarımada turu yapalım dedik. Marmaray'dan önce oralara gitmek eziyetti, hele ki hafta sonu! Gitmek bir dert, park yeri bulmak, trafikte geri dönmek bir dertti. Deniz yolunu seçsek Kadıköy'ün karmaşasına girmek gerekiyordu. Marmarayla kişi başı 5 TL'ye gidip geldik, hem de yarım saatte vardık.
Soğukçeşme sokağından Topkapı sarayının önüne çıktık.

Geldik Sultan Ahmet meydanına..

Ben burayı çok seviyorum, okuduğum kitaplardaki hikayeler birbirine karışıyor, kendimi bir Bizans'ta bir Osmanlı'da hissediyorum.


Ben burayı çok seviyorum, okuduğum kitaplardaki hikayeler birbirine karışıyor, kendimi bir Bizans'ta bir Osmanlı'da hissediyorum.

Kafanı nereye çevirsen tarih.. Meydanı düzenlemişler epeydir gitmemiştim.
Burada fazla vakit geçirmeden Kapalı Çarşı'ya doğru devam ettik, ara sokaklardan Beyazıd'a geldik.
Gülhane Parkı, Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultan Ahmet Camii, Süleymaniye Camii daha sonraki seferlerde gelmek için ertelendi. Neticede keşif turundaydık, Marmaray'ın kolaylık sağlayıp sağlamadığına bakmak için yola çıkmıştık. Hepsine daha önceden gittik ve şahsen ben hepsinin farklı güzellikte olduğunu ve defalarca gidileceğini düşünüyorum.


Ayasofya
Kapalı çarşı bana her zaman güzel ama kalabalık gelmiştir. Hafta sonu olması nedeniyle yine öyleydi. Biraz vakit geçirdikten sonra Mahputpaşa'dan Mısır Çarşısına doğru yola koyulduk. Tahtakale'de daha önce hep duyduğum ama hiç denk gelmediğim çeşit çeşit malzeme satan dükkanları dolaştık. Doğum günü düzenlemek isteyen biri için burası bir cennet, çok fazla seçenek var. Bunu da aklımıza not ettik. Mısır çarşısından kuru yemiş alma gafletinde bulunduk. Yanılmıyorsam cevizin kilosu 100 küsur TL idi.. Çarşının çıkışında solda bir kuyruk gördük bir baktık ki kuru yemişçi. Tabii çarşıdaki kiralar olmadığı için gayet uygun fiyatlı kuru yemiş bulunuyor, buradan da aldık tabii kaçar mı ;)
Eminönü'ne gelip de balık ekmek yenmeden gitmek olmaz dedik ve köprüye yöneldik. Galata'da bu manzara eşliğinde nefis bir balık ekmek keyfi yaptık.
Bira 8, balık ekmek 5 TL ile gayet uygun fiyatlı bir restorandı. Teknelerden de yiyebilirsiniz tabii ama biraz kalabalık ve taburelerde oturmak zor olabiliyor.
Bira 8, balık ekmek 5 TL ile gayet uygun fiyatlı bir restorandı. Teknelerden de yiyebilirsiniz tabii ama biraz kalabalık ve taburelerde oturmak zor olabiliyor.
Sonrasında da geldiğimiz gibi kolayca Marmaray'la döndük. Marmaray'ın indiğimiz durağı uzakta kaldığı için Eski Sirkeci tren istasyonundaki girişinden girdik. Böyle kısa ama keyifli bir turu en kısa sürede yine yapmaya karar verdik.
3 Şubat 2014 Pazartesi
Sur Ocakbaşı
Sur Ocakbaşı'yı Vedat Milör'dan duymuştuk ve hep aklımızın bir kenarındaydı.
Fatih bize çok ters olduğu için yaklaşık 2 sene hiç gidemedik. Keşke gitseymişiz! İstanbul'da yediğim en en en lezzetli kebaptı.
İç yağı hiç sevmem, ağır yiyeceklerle aram hiç yoktur. Burada da ağır bir et bekliyordum açıkçası ama yanıldım. Artık başka yerde kebap yemem dedim, o derece yani. Ama masalara serdikleri kağıtlar beni benden aldı. Böyle bir yaratıcılık hiç gördünüz mü? :)

Not: Dondurmalı irmik tatlısını da mutlaka denemelisiniz!
Adres: İtfaiye Cad.No: 27/1 Fatih / İstanbul
Telefon: 021253380 88 / 02126210724
Web Sitesi
Fatih bize çok ters olduğu için yaklaşık 2 sene hiç gidemedik. Keşke gitseymişiz! İstanbul'da yediğim en en en lezzetli kebaptı.
İç yağı hiç sevmem, ağır yiyeceklerle aram hiç yoktur. Burada da ağır bir et bekliyordum açıkçası ama yanıldım. Artık başka yerde kebap yemem dedim, o derece yani. Ama masalara serdikleri kağıtlar beni benden aldı. Böyle bir yaratıcılık hiç gördünüz mü? :)

Not: Dondurmalı irmik tatlısını da mutlaka denemelisiniz!
Adres: İtfaiye Cad.No: 27/1 Fatih / İstanbul
Telefon: 021253380 88 / 02126210724
Web Sitesi
2 Şubat 2014 Pazar
Rumeli Feneri
Bu olaydan sonra Garipçe'ye de uğrayalım dedik. O ne kadar küçük bir köy! Ne kadar fazla insan vardı inanamadım. Anadolu Feneri planı yaparsanız belki kahvaltıyı burada yapmak isteyebilirsiniz zira Garipçe kahvaltısıyla meşhur olmuş durumda. Köyün içinde ciddi bir park sorunu var, biraz yürüseniz bence daha iyi olabilir. Biz kahvaltı etmedik, hatıra olsun diye yükselen köprünün önünde fotoğraf çektirdik sadece. Yola çıktıktan kısa bir süre sonra da Rumeli Feneri ne vardık.
Rumeli Feneri'nin benim için aklımdaki görüntüsü kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde soğuk, dalgalı ve bol rüzgarlı, gitmeye değmeyecek bir yerdi. Bu konuda da yanılmışım!
5 Ocak 2014 Pazar
Ateşehir Hayvan Barınağı
Ataşehir köpek barınağı demek daha doğru olur. Allahım bu kadar köpeği bir arada hiç görmemiştim. Belki de 200 tane vardı. Barınağa daha önce de gitmiştim ama nedense aklımda daha farklı, kapalı bir alan olarak kalmış. Sanki zavallı köpekler suların içinde yaşamıyormuş, sıcacık bir yerdelermiş gibi kalmış. Oysa ben sadece tedavi edilen bölümü gezip çıkmışım. :(
Aslında böyle bir yermiş..
Bizi bu arkadaş karşıladı. :)

Barınak ziyareti psikolojik olarak güçlü bir şekilde yapılacak bir şey bence. Çok değişik duygular yaşıyorsun. Çaresizlik, ümit, sevgi, üzüntü, koruma, yalnızlık.. Pek çok duygu dolup taşıyor içine. Yine de oradan ayrılırken küçük de olsa bir şey yapmak mutlu ediyor insanı.

Nasıl da mutlu :)
Neler yapabilirsiniz?
Bireysel olarak yapabilecekleriniz Ataşehir Barınağı için burada var; Kadıköy'ün Köpekleri
Ayrıca size en yakın barınağa evdeki birikmiş gazeteleri bırakmanız, bir paket mama götürmeniz hiç de zor değil. Biz ilk ziyaretimiz için evdeki gazeteleri götürmekle başladık. Gittiğimizde bir gördük ki yalnız değiliz, ellerinden geleni yapmak için bir çok insan gelmiş. Cumartesi günü tam da öğle tatilinde gitmişiz. Sadece gönüllü bir bayan vardı. Çok sertti, soru sormaya korktum ama bir yandan da hak verdim. Kim bilir kaç kişiye laf anlatıyor. Bir yavruyu sahiplendiriyordu biz oradayken, çok sevindik. Keşke herkes barınaktaki yavrucukları alsa evine, hiç petshoplara gitmeseler de bu masumlar sıcak bir yuva bulsa.... Ama işi ticaret olmuş hayvan simsarlarına ceza vermedikten sonra bu iş böyle gidecek.

Sadece köpek yoktu elbet, bu kadar köpeğin içinde cesur 2-3 de kedi vardı. Onlar da neredeyse üzerime atlayacaklardı. Köpeklerin de tek derdi biraz olsun kendini sevdirmekti. Hepsi birbirinden şekerdi ama ben en çok bu ayağı kırık yavruyu sevdim. Hasta ve yavruların olduğu bölümdeydi. Neredeyse dışarı çıkacaktı kendini sevdirmek için. Aklım hala onda :(

Son Not: Sadece köpek gezdirmek için bile gidebilirsiniz. Bahçeden dışarı çıkamıyorsunuz ama bahçe içinde bile gezmeleri köpekleri çok mutlu ediyor. Bunun için yanınızda tasma götürmeniz gerekiyormuş. (Biz bilemedik)
Aslında böyle bir yermiş..
Bizi bu arkadaş karşıladı. :)

Barınak ziyareti psikolojik olarak güçlü bir şekilde yapılacak bir şey bence. Çok değişik duygular yaşıyorsun. Çaresizlik, ümit, sevgi, üzüntü, koruma, yalnızlık.. Pek çok duygu dolup taşıyor içine. Yine de oradan ayrılırken küçük de olsa bir şey yapmak mutlu ediyor insanı.

Nasıl da mutlu :)
Neler yapabilirsiniz?
Bireysel olarak yapabilecekleriniz Ataşehir Barınağı için burada var; Kadıköy'ün Köpekleri
Ayrıca size en yakın barınağa evdeki birikmiş gazeteleri bırakmanız, bir paket mama götürmeniz hiç de zor değil. Biz ilk ziyaretimiz için evdeki gazeteleri götürmekle başladık. Gittiğimizde bir gördük ki yalnız değiliz, ellerinden geleni yapmak için bir çok insan gelmiş. Cumartesi günü tam da öğle tatilinde gitmişiz. Sadece gönüllü bir bayan vardı. Çok sertti, soru sormaya korktum ama bir yandan da hak verdim. Kim bilir kaç kişiye laf anlatıyor. Bir yavruyu sahiplendiriyordu biz oradayken, çok sevindik. Keşke herkes barınaktaki yavrucukları alsa evine, hiç petshoplara gitmeseler de bu masumlar sıcak bir yuva bulsa.... Ama işi ticaret olmuş hayvan simsarlarına ceza vermedikten sonra bu iş böyle gidecek.

Sadece köpek yoktu elbet, bu kadar köpeğin içinde cesur 2-3 de kedi vardı. Onlar da neredeyse üzerime atlayacaklardı. Köpeklerin de tek derdi biraz olsun kendini sevdirmekti. Hepsi birbirinden şekerdi ama ben en çok bu ayağı kırık yavruyu sevdim. Hasta ve yavruların olduğu bölümdeydi. Neredeyse dışarı çıkacaktı kendini sevdirmek için. Aklım hala onda :(

Son Not: Sadece köpek gezdirmek için bile gidebilirsiniz. Bahçeden dışarı çıkamıyorsunuz ama bahçe içinde bile gezmeleri köpekleri çok mutlu ediyor. Bunun için yanınızda tasma götürmeniz gerekiyormuş. (Biz bilemedik)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)