
30 Ağustos Zafer Bayramı tatilini nasıl değerlendirsek diye düşünürken aklıma geldi ve araştırmaya başladım. Kalacak yer yok diye biliyordum ama daha önceden Orman Bakanlığının misafirhaneleri özel bir şirkete devredilmiş ve işletilmeye başlanmış. Bu yüzden çok kötü şartlarda olan bungalov evler yenilenmiş ve artık daha güzel bir hizmet vermeye başlamışlar.
İşte kaldığımız bungalovlar... Geceliği Hafta sonu 350 TL, hafta içi 250 TL. İki odalı evlerde 2 aile rahatça kalabilir. O zaman da kişi başı fiyatı oldukça uygun oluyor.

Yol geçen sene asfalt olmuş, stabilize yol varken gelmek oldukça zormuş.

Kısa bir zaman varken karar verip rezervasyon yaptırdık. Bu sırada hava durumu güneşli gösterirken gideceğimiz gün yaklaştıkça yağmur ve sel uyarıları gelmeye başladı. Moralimiz çok bozuldu. İptal veya erteleme imkanımızın olmadığını öğrenince iyice üzüldük. Sonunda neyse dedik kaybedeceğimiz bir şey yok gidelim. Bir gün öncesinde Sapanca'da, arkadaşlarımızın yanında kaldığımız için yakın bir yerden yola çıkmak avantajlı oldu. Sapanca'dan Bolu 1 saat 20 dk sürdü. Bolu'nun içinden gelmemizi söyledikleri yeni yapılan yol ile 1 saatte de Yedigöller'e vardık. Bolu'da yağmurlu beklenen hava güneşli olunca umudumuz arttı ama yukarılara tırmandıkça hava kapamaya ve görüş mesafesi azalmaya başladı. Hatta bu fotoğraf çekilirken gök gürültüsü vardı.
Yedigöller'de Seringöl, Deringöl, Büyükgöl, Nazlıgöl, İncegöl, Kurugöl ve Sazlıgöl olmak üzere gerçekten de 7 göl bulunuyor.
Nazlıgöl benim favorim oldu.

Seringöl

İncegöl

Sazlıgöl

Bir dakika durmayan çocukla da fotoğraf bu kadar oluyor.

Biz en uçtaki Seringöl'e yakın Serin Evler'de kaldık. Evi genel olarak beğendik ama otel kadar da bakımlı olamamış, örneğin kullanılmış sabun vardı sadece. Banyoda da su kaçağı vardı ama tek gece kalacağımız için çok da dert etmedik. Bir adet restoran bir adet de büfe var sadece. Evlerin anahtarını da restorandan alıyorsunuz.
Restorandan beklentiyi yüksek tutmadık, tüm yiyeceğimizi yanımızda getirdik. Köftenin 28 TL olduğunu görünce iyi etmişiz dedik. Hizmetine, yemeğinin kalitesine bir şey söyleyemem belki de hak ediyorlardır ama masaların üstüne serdikleri kullan at örtüleri görünce ne yazık ki olumlu düşünemedim. Sözün özü kazıklanmak istemiyorsanız mangal malzemelerinizi alın gelin.


Büfe

Biz havadan dolayı çok az insan olur diye düşünüyorduk ama kaldığımız evlerin çoğu doluydu, kamp alanında da pek çok çadır vardı. Hatta bizim gibi bebeğiyle gelen bir aile bile vardı.
Kaan uyuduğu için gider gitmez gezemedik, biraz dinlendik. Akşamüstü Büyükgöl ve Deringöl'ü gezdik. Büyükgöl'ün çevresinde tam bir tur attık Kaan'ın bitmeyen enerjisi sayesinde. Biz yorulduk o yorulmadı.
Büyükgöl




Burası Deringöl'ün etrafındaki kamp alanı, 30 Ağustos tatil diye kalabalıktı sanırım. Göllerin etrafında kamp kuranlara çok imrendim ama çocukla imkansız diye düşündüm.

Büyükgöl




Burası Deringöl'ün etrafındaki kamp alanı, 30 Ağustos tatil diye kalabalıktı sanırım. Göllerin etrafında kamp kuranlara çok imrendim ama çocukla imkansız diye düşündüm.

Eve döndüğümüzde mangal için biraz geç kalmıştık ama akşam yemeği için başka şansımız yoktu.
Küçük mangalcı iş başında... :)

Mangaldı, yemekti, Kaan'ı besleyelim derken saat 21.00 oldu. Verandada yediğimiz yemek gerçekten çok keyifliydi. Bir geceden daha fazla kalmayı isterdim.
Sabah yeşilin ve muhteşem doğanın içinde, kendi getirdiğimiz kahvaltılıklarımızla güne harika bir başlangıç yaptık. Yakından akan derenin sesi sağanak yağmur efekti yapsa da gece yağan yağmur dinmiş hatta güneş açmıştı. :)

Kaan'ın uyku saatinde yola çıkacağımız için kahvaltıdan sonraki kısıtlı zamanımızı iyi değerlendirmek için görmediğimiz gölleri görmek için bir tur daha atalım istedik. Nazlıgöl, Sazlıgöl ve İncegöl'ü de gördük. Dönüş için yola koyulduk.

Yedigöller'de beni böylesine büyüleyen şeyin aslında ihtiyacım olan şey olduğunu anladım dönüş yolunda. İnsanlar arasında doğa değil de doğanın için de küçücük kalan insanlardık. İstila edilmemiş, kalabalıktan, pislikten doğa kirlenmemişti. Sazlıgöl'de gördüğümüz pet şişeyi oraya atan insanların çoğalmamasını, bu güzel doğanın hiç bozulmamasını diledim. Kendi iç sesimizi duyabilmek için doğanın sessizliğine ihtiyacımız var. Umarım tüm ormanlar oldukları gibi hiç bozulmadan kalırlar...
Notlar:
Alışverişimizi Bolu'dan yaptık ama önümüze çıkan bir marketten yapmamalıydık.
Öğlen molasını Bolu'da verdik. Mercani Restoran'dan memnun kaldık. Harika bir sunumla Rokfor peynirli bonfile yedi eşim ben de Abant usülü güveçte köfte yedim. İçecekler ve salatayla birlikte 70 TL hesap ödedik.
HARİKA BİR YER TAVSİYE EDERİM
YanıtlaSil