Sayfalar

12 Temmuz 2016 Salı

Alaçatı

Bayram tatilimizde Yeni Foça'daydık. Doğum günüm için de ilk defa Kaan'dan ayrı bir gün geçirdik, Alaçatı'da Tropicana Butik Otel'de kaldık. Bayram tatilinin karmaşası kalabalığı ve fiyatlar konusunda pek çok olumsuz yorum üzerine kafamızda pek çok soru işareti vardı. İstanbul'un karmaşasından kaçıp başka bir karmaşa içine düşmek istemiyorduk. O yüzden tatilin hemen sonrasına planımızı yaptık.

İzmir'den Çeşme'ye otobandan yaklaşık 100 km. ve 1 saat sürdü.

Tropicana otel küçük, şirin bir butik otel. Sahibi İbrahim Bey bizi çok sıcak karşıladı. Begonviller ile süslü bir sokaktaki otelimizde odamız henüz hazır değildi. Vaktinden önce geldiğimiz için beklediğimiz bir durumdu. İbrahim Bey oteli ve Alaçatı'da yapabileceklerimizi anlattı. Eşyalarımızı bırakıp denize girmek için oradan ayrıldık. Ilıca plajına doğru yola çıktık.

Otelden görüntüler
















Sokaktaki başka bir butik otel


Biraz dolaştık ve az biraz da zorlandık plajı bulmak için. Ben daha önce iş dolayısıyla Ilıca Otel'de kalmıştım. O zaman deniz çok dalgalıydı ve iskeleden girmiştik. Ama Ilıca plajının Tuükiye'nin en güzel plajlarından biri olduğunu ve bir gün tekrar gelmeyi düşünmüştüm. Arabamızı Migros karşısına park ettik ve biraz yürüdük. Sheraton 'un yan tarafında karar kıldık. Şezlong ücreti ilk sorduğumuz yerde kişi başı 25 TL idi. Biraz ileride 20 TL olan şezlongları kiraladık.

Manzaramız buydu. :)











@Maldives desek yeri :) Bu arada bu iskele Sheraton'ın iskelesi. Buradan denize girmenin bir de havuz kullanımının günlük bedeli kişi başı 100 TL imiş. :) Oldu teşekkürleeeer dedik tabii...

Deniz ve kum inanılmaz. Ben bu kadar güzel kumu Ayvalık Sarımsaklı'da gördüm sadece. Denizde de taş ve yosun yok. :)

Kumsalda hersey pahalı. Sözde halk plajı ama kapılmadık bir köşe yok, her yer ücretli şezlong. Biz zaten böyle istiyorduk ama kalabalık gelen aileler bu ücretleri nasıl veriyorlar, orada yazlıkları olanlar ne yapıyor merak ettik doğrusu.

Öğlen yemeği için yakındaki Kumrucu Şevki'ye gidelim dedik ama nasılsa hepsi aynı diye yanındaki Kumrucu Erol'a oturduk. 2 kumru ayran ve kolaya 35 TL ödedik.

Saat 16:30 gibi çok rüzgar çıktı, biz de otele döndük. Otel küçük ve şirindi. Genel olarak memnun kaldık ancak Çeşme genelindeki bayramdaki kalabalıktan kaynaklanan su sıkıntısı bizi de etkiledi. Sıcak su zor geldi ve çok az aktı. Otelin bahçesi çok güzeldi. Bol bol fotoğraf çektik.

Akşam yemeği için o kadar çok seçenek ve o kadar harika yerler var ki karar vermek oldukça güç. Bizim dışarıdan beğendiğimiz yerler Asma Yaprağı, Memish, Dutlu Bahçe oldu. Alaçatı'ya daha önce gelmiştik ama ikimiz de hiç bu kadar gezmemişiz. Alaçatı'yı koca bir Asmalı Mescit'e benzettik. Asmalı eskisi gibi olmadığından buraya bayıldık. Fiyatlar oradan daha uçuk tabii. Akşam yemeği için iki kişi 150-200 TL'yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Bu tabii ki içkisiz... Bir de beğendiğimiz yerler hep rezervasyonla kabul ediyorlarmış, bu yüzden de yer yoktu.

Burası da çok şirin bir cafe.



Dutlu Bahçe ve harika mezeleri...



Bayıldık...



Alaçatı'nın her köşesi bunun gibi yerlerle dolu.


Biz çok fazla harcamak istemiyorduk pizza yemeğe karar verdik. İyi Pizza Bar'a oturduk. Fiyatlar Alaçatı için uygun. Cevizli tulumlu pizza yedim ben, çok yağlı ve tuzluydu. Eşimin hellim ve sucuklu pizzası daha güzeldi.İçecekler dahil 67 TL hesap ödedik.



















Yemeğin üzerine Rumeli Dondurmacısı'nda dondurma yedik. Topu 3 TL. Tahinli ve şeftaliliyi tavsiye ederim.

Gece için planımız Paparazzi veya Solemare'ye gidip eğlenmekti ama ihtiyacımızın eğlenmek değil, dinlenmek olduğuna karar verdik ve gitmedik. Çok da iyi yapmışız.

Alaçatı Tatlıcısı İmren'de birer kahve içtik. Kahveler 7 TL idi.1941'de kurulmuş  burası. Tarih kokuyordu. Bizi bu güzel tatlılar çekti ama dondurma yediğimiz için yiyemedik.














Bu arada Alaçatı'da bedava oturabileceğimiz bir yer keşfettik. Sistemin açığını bulduk resmen. Boş bir masa bulduk oturduk. Ama böyle tam köşede. Ne yandaki bara ne de diğer taraftaki restorana ait gibi. Bakıyoruz gelen giden yok sorduk buraya kim bakıyor diye. Meğer oradaki gündüz açık dükkanın sahibininmiş. At çantana peynirini şarabını, kurul bu köşeye kimsenin ruhu duymaz. :)
Etraftan da müzik geliyor zaten ooooooh.. :) Planımı uygulamak isteyen olursa diye konum bildireyim; Memish'in karşısı.

Biz kalktık oturmadık, Alarga diye bir yere girdik ama içki içmiyoruz. İçecek bir şey bulamadık. Ayıp olmasın diye yemek yiyeceğiz yani gecenin yarısında ama mutfağı da kapatmışlar. Biz de 2 sodaya 20 TL verip rahatladık.

Sabah otelde kahvaltı güzeldi. Açık büfe değildi ama yeterliydi getirdikleri. Kahvaltıdan sonra çıkış yaptık ve Altınkum'da Fly-inn Beach'e geldik. Giriş ücreti kişi başı 50 TL.

Planımız günümüzü bir beachte geçirip oradan İzmir'e dönmekti. Eski çalıştığım yer olan Muzipo'nun da Fly-inn'de şubesi olunca uğramamak olmaz dedik. Harika bir yer yapmışlar, keşke Kaan 2 yaş daha büyük olsaydı yanımızda getirip burada eğlenseydi dedik.



Herşey çok güzel, denizde sandalyeler, hamaklar, şezlonglar, salıncak falan ama kardeşim bir su bu kadar soğuk olur mu? Koy buzdolabına su, gir içine aynısı. Ben ki soğuk suya girerim gözüm kapalı, buna 10 dk sürdü girmem. Girince de bir daha cesaret edemeyiz diye çıkmadık. Nitekim edemedik de. Ama su harika, tertemiz. E kimse giremeyince temiz kalır tabii.
Yemek için de içeride alternatifler var. La bebe ve Y'git menüsü güzeldi. Y'git'de yedik biz. Hamburger ve köfteye 62 TL verdik. Su da 10 TL imiş.






















Fly-inn'den sonra İzmir'e geri döndük. Kısa bir mola oldu bizim için ama dolu dolu geçtiği için çok daha uzunmuş gibi geldi. Çocuksuz ilk tatilimizde harika vakit geçirip dinlenmiş olsak da oğlumuza kavuşmak için koşa koşa geri döndük. Ne diyeyim anne baba olmak böyle işte... :)