Sayfalar

22 Aralık 2013 Pazar

Kartepe'de Kayak Mı Yapsan?

Hey sen, evet sen... Hani kayak yapmayı öğrenecektin? Hani geliştirecektin?
Evet artık vakti geldi ve araştırma yapmana gerek kalmadan ihtiyacın olan tüm bilgiler bende. Hem de taze taze ;)

  

Bir kere önce ben kayak bilmiyorum, hoca falan tutmakla uğraşamam diye kendi kendine bahaneler üretmeyi bırak. Ben çok kısa, belki de 10 dk ders aldım, sadece nasıl durulacağını gösterdi. Zaten onu çözdün mü gerisi kolay. 
Videodaki kahramanımızın bu ikinci kez kayakla buluşması...

  

Ben de ilk başta hatırlamaya çalışıyorum sonra eskisinden de iyi kaymaya başlıyorum.

Bahaneleri bir kenara bıraktık mı?
Tamam şimdi hava durumunu kontrol ediyoruz, kar kalınlığını öğreniyoruz, oteli arıyoruz (Kartepe'nin tek oteli var zaten, Green Park Kartepe) yol durumu nasıl diye. Her şey süper! 

Neden Kartepe?
Çünkü çok yakın. Günübirlik gidebileceğin başka bir kayak merkezi yok ey İstanbullu!

Yol:
Yol 1,5 saat sürüyor Maşukiye'ye kadar. Tepeye tırmanış da yarım saat.. Tabi benim gibi Arifiye-Sapanca ayrımını kaçırmazsan.. ;) İstersen kendi aracınla istersen buradaki
 turlarla Maşukiye'ye geliyorsun. Buradan sonra tırmanış başlıyor. Yaklaşık 20 km tırmanıyorsun ama yol karla kaplı değil, temizlenmiş. Hava kötüyse eğer yolun hemen başlangıcında zincir satan yerler var. Panik yok!
Yolun durumu:


Malzemeler:
Kayak için gerekli her şey Maşukiye'de bulunuyor. Kayak, kıyafet, gözlük, eldiven, kızak bile var... Kayak malzemeleri için Penguen Tepe en popüler yer.  Facebook'tan da sürekli bilgi paylaşımı yapıyorlar, telefonla her türlü bilgiyi veriyorlar, son derece dost canlısı insanlar. Penguentepe Facebook Sayfası Biz gittiğimizde çok kalabalıktı, yan tarafındaki Kartepe Kayak Kulübü bomboştu. Ne gerek var beklemeye dedik her şeyimizi oradan aldık. 
Burada ikisi de görünüyor.




Kayak 25 TL, kıyafet her parça 10 TL. Yok ben başkasının giydiğini giymem derseniz benim gibi kar kıyafetinizi getireceksiniz. Ama kıyafetiniz de olmasa kayak yapamazsınız diye bir şey yok. Kot pantolon ve kazakla da kayanlar vardı. Nitekim ben de kar montumu evde unuttuğum için günlük montumla kaydım, hiç sorun olmadı. (Eldivene de gerek duymadım.) Kar için ayrı gözlüğe de gerek yok, güneş gözlüğüm gayet rahattı. Otelde ise kayak 40-70 arası kıyafet ise alt-üst 40 TL. Dolap kiralamak istersen 20 TL

Pistler:
Bir kere hafta sonu geliyorsan neredeyse hafta içine göre 2 katı. Başka şansımız yok ne yapalım! Yeni başlayanlar için belki sınırsız kullanım doğru olmayabilir. O zaman 10 turluk olanı alabilirsin. Bu seçenek hafta içi 40 TL, hafta sonu 45 TL, sınırsız olan ise hafta içi 55 TL, hafta sonu 80 TL. Biz sınırsızı seçtik ama  telesiyeji en fazla 15 kere kullanmışızdır.



3 tane tepe bulunuyor. Sağdan sola Karlıktepe, Kartepe ve Geyik Alanı. Bu tepelerin tam karşısında en altta otel yer alıyor. Otelin önünden aşağıya inen pist en kolay pist. 18 tane pist bulunuyor. Biz sadece otelin önündeki ve Geyik Alanı'ndan aşağı inen pisti kullandık. Çok heyecanlı oldu, bu nedenle biraz daha kendine güvenince oradan inmeye karar verirsen daha iyi olur derim ben. ;) Biz indik, düşmedik de ama otelin pistinden bir derece daha zor. Düştüğünde de bir şey olmuyor zaten ama o kayakları tekrar giymek yok mu! Aklında olsun, düştüğün zaman kayak ayağından çıkıyor. Tekrar giyemiyorsan hemen kiraladım da ondan mı oldu diye düşünme! Topuğunun altındaki, kayaktaki karları temizle. ;)

    
Kahramanlarımız Geyik Alanı'na çıkıyor.. ;)

Yemek:
Kaydığın zaman kurt gibi acıkıyorsun. Biz de telesiyejlerin oradaki dağ evine gittik. Harika kokusuyla bu kavurma bizi karşıladı. 




Biz sucuk ekmek yedik ve 3 bira içtik. Yaklaşık 50 TL hesap ödedik. Aldığımız keyfin sözlerle karşılığı yok. Şöyle bir ortam ve manzara vardı.;



Dönüş:
Akşam 16:30'da pistler kapanıyor. Zaten saat 16:00 gibi pistlerde kayanlar epeyce azalıyor. Dönmeden vakit kalırsa tepelerden birinde telesiyejle çıkıp Sapanca gölü manzarasıyla bir çay içersin belki.

İşte Geyik Alanı'ndan bir manzara... (Ama önceki gelişimizden.)


11:00-15.00 arası 4 saat kaymak yetiyor da artıyor bile. Bir de Kartepe'den inişte mola verebilirsin eğer pestilin çıkmadıysa. O zaman sen kuru kuru çay içerken dışarıda mangal yapanları görünce için gitmesin. Mangalını da getir o zaman. :) Biz bir sonraki sefere kesin yapacağız. Dönüş yolunda acayip yorulmuş oluyorsun, iki şoför gitmekte fayda var. 

Maliyet Hesabı (2 kişi üzerinden):
Ortalama Yol: Arabayla da tur ile de yaklaşık 70-80 TL
Kayak: 50 TL
Kıyafet: 40 TL
Pist Kullanımı: 160 TL (20 şer Lira da kartlar için depozito alıyorlar ama çıkarken geri alıyorsun)
Yemek: 50 TL
Toplam yaklaşık: 380 - 400 TL 
Ama bu maliyetleri düşürmek elinizde. 4 kişi olsanız araba full olsa, kayak kıyafeti yerine kendi kıyafetlerinizi kullansanız, evden de yiyecek bir şeyler hazırlasanız ve 10 kullanımlı skipassı seçseniz kişi başı 90 - 100 TL'ye kayak keyfi yapabilirsiniz. 100 TL neye vermiyorsun ki? Benden bu kadar. 
Bu yazımdan ilham alarak kayağa gidip de yorum yazmayan ıslak terliğe bassın. :)



21 Aralık 2013 Cumartesi

İstinye Park'a Mı Gitsen?

Aylardan Aralık, günlerden Cumartesi ise bir daha düşün derim! Bir yandan da yılbaşına özel süslemeleri, etkinlikleri görmek istersen de otopark ve trafik çilesini çekeceksin artık.. :) 



Nitekim biz bugün yarım saatte otoparktan içeri ancak girebildik, oraya varabilmek için trafikte geçirdiğimiz süre de cabası. Yine de seviyorum ben burayı ;) 


16 Aralık 2013 Pazartesi

Gaziantep Halil Usta

Yediğim en lezzetli kebap değildi ama gördüğüm en ince insanlardı... Etler benim damak zevkime göre fazla yağlıydı. Ancak bugün size bir restoranda başıma gelen en ilginç olayı anlatmak istiyorum. 

Gaziantepli Halil Usta'yı Vedat Milör'den duymuştum yanılmıyorsam. Duymasam da, birine sorsam Gaziantep'te bir İmam Çağdaş bir de Halil Usta ilk akla gelen isimler.  

Halil Usta'ya beni muhteşem taksi şöförümüz, kapanmasına yarım saat kala yetiştirdi. Bu arada arayıp tam kapanma saatinde gelirsem beni alıp almayacaklarını sordum. Buyurun gelin dediler. Gaziantep'in içlerinde bu salaş yeri ilk gördüğümde daha önce duymamış olsam hayatta gelmeyeceğimi düşündüm.



Evet zamanında yetiştim ve kuruldum bir köşeye. Oraya gelmiş pek çok kişinin fotoğrafları vardı. Siparişimi verdim, tabii ki küşleme yedim. Bakır tasta ayran da süperdi.



Neyse iç yağı falan bir kenara karnımı doyurmanın ve bir ünlü yerin daha keşfinden duyduğum mutlulukla kasaya geldim. Misafirimizsiniz deyip benden para almadılar. Almadıkları gibi bir de taksi çağırdılar, yetmedi taksinin parasını ödediler. Beni o kadar mahçup etti ki Halil Usta! Bunu söylediğimde "Siz kalkıp bizi bulmak için uğraşmışsınız, sizden para almamız doğru olmaz." demesin mi! İstanbul'da hayatta bulamayacağımız bu konukseverlik için çok teşekkürler.


İşte Halil Usta :)



http://www.kebapcihalilusta.com.tr/

Cumhuriyet Meyhanesi


Cumhuriyet Meyhanesi yıllara meydan okuyan mimarisi ve hoş sohbetin adresi olarak karşımıza çıkıyor.

Atatürk'ün gittiği meyhane olarak adını duymayan kalmadı ama son zamanlardaki fasıl eğlencesi ile eminim ki Atatürk'ün bildiği Cumhuriyet'ten epeyce farklı. Fasıl 21:00'de başlıyor ve 12:00-12:30'a kadar sürüyor.
Kişi başı 70 TL'ye fiks menüleri var. Bence Cumhuriyet Meyhanesi adının vermiş olduğu rahatlığın arkasına sığınan bir mekan. Aslında benim bir mekandan beklediğim ne kadar ünlü olursa olsun hizmetten ve kaliteden ödün vermemesidir. Mezeler beklentiyi karşılıyor ama aşmıyor..
Müzik derseniz, çok hareketli eğlenceli saatler sizi bekliyor diyebilirim. Kıyaslamak gerekirse Anadolu Yakası'ndaki Ziyade Fasıl çok daha başarılı. Ama ben sigara yasağı falan çekemem, sigaramdan taviz vermem diyorsanız ben bu kadar rahat sigara içilebilen bir mekan daha görmedim.

Edirne


Edirne Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentliğini yapmış, tarihe şahit olmuş bir şehir. Bu yüzden gidip görülebilecek bir yer. Tarihin kokusunu alabileceğiniz, ciğer ve köfte ile damağınızı şenlendirebileceğiniz, Meriç kenarında kahve içip Mimarsinan'ın şaheserlerinden Selimiye'yi de görüp İstanbul'a dönebileceğiniz bir uzaklıkta. Günübirlik ziyaret yeterli olur bence ama kalmak isterseniz de güzel oteller var. Bu otellerden bence en güzeli Şimşek Otel. Biraz şehrin dışında yer alıyor ama temiz, ferah. Şehir merkezinde de yıllardan beri hizmet vermekte olan Efe Otel seçenek olabilir, alt katında Old English Pub tarzı bir bölümü var. Her iki otelin de gecelik kişi başı fiyatı 70-80 TL civarı. Bence fazla ama yapacak bir şey yok ne yazık ki..

Ulaşım:
İstanbul-Edirne arası Mahmutbey gişelerden 223 kilometre. Edirne'ye kendi aracınızla gelmek isterseniz  2 - 2,5 saatte, Edirne'ye gelen otobüs firmalarından birini seçerseniz de Anadolu Yakası'ndan 3 - 3,5 saatte gelebilirsiniz. Şu anda Nilüfer Turizm'in kampanyası var İstanbul-Edirne 10 TL. Kampanya olmasa da ücretler 15 - 20 TL arasında.

Yemek:
Köfte ve ciğer Edirne'nin öne çıkan tatları. Ünü Edirne'yi aşmış Ciğerci Aydın ve Köfteci Osman gerçekten işlerini güzel yapan yerlerden. Ama ciğeri ve köfteyi en az onlar kadar güzel yapan pek çok yer var. Çoğu zaman Ciğerci Aydın'da kapıda sıra oluyor, beklemem derseniz de benzer yerler çok. Köfteci Osman'da sıra yok ve gerçekten tadılması gereken bir lezzet. Ben bu kadar güzel bir köfte hiç yemedim. Biraz yağlı olmakla beraber alıp evinize götürmek isteyeceksiniz. İsterseniz çiğ olarak ta satın alabiliyorsunuz.

Edirne'nin meşhur Kavala Kurabiyesi mutlaka Keçecizade'den alınmalı bence, ne farkı var derseniz malzemeleri daha taze ve güzel.

Edirne'nin peynirinin ünlü olduğunu bilmiyorum ama Nurlu diye bir yer var 1 dk boş durmadan satış yapıyor. Bana da peynir sipariş edenler oluyor. Nurlu peynirleri Edirne'nin tafiğe kapalı olan o mecbur caddesinde. (görmemek mümkün değil)

Cafeler & Çay bahçeleri:
Meriç ve Tunca Nehirlerinin kenarında birçok çaybahçesi,cafe ve restaurant bulunuyor.Belediyenin çay bahçesi en güzel konuma sahip.

Resimde görünen o çay bahçesi..

Bu da manzarası,önünüzden Meriç akıp giderken ruhunuz dinleniyor.


Selimiye Camii:
2. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı ve Mimar Sinan'ın 80 yaşında yaptığı Selimiye Camii Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği ve Osmanlı Mimarisinin başyapıtlarından biridir.

Meditrina İtalyan Restoranı / Ortaköy

Meditrina ismini Romalıların şarap, sağlık ve uzun ömür tanrıçasından alıyor. Ortaköy’ün nefes kesen manzarası, sağlıklı ve lezzetli yemekleri ve şaraplarıyla ünlü İtalyan Restoranı Meditrina'da özel lezzetler mevcut. 




Çok çeşitli bir şarap menüsü olan Meditrina'da wine-bar’dan İtalyan, Türk ve dünyaca ünlü şaraplar tadılabiliyor ve kaliteli bir çok yabancı şarabı kadehle alınabiliyor.



Muhteşem manzarasıyla, sağ duvarını kaplayan aynalarla derinleştirilmiş mekanda özel gecelerin kutlanması için ideal loş ve şık bir ambiyans oluşturulmuş. Bu sayede her yerden köprü manzarası görülebiliyor. Bir tarafta Ortaköy Camii bir tarafta da Sarayburnu manzarasını görebilmek mümkün .

Genellikle İtalyan restoranlarında çok pişmiş isteseniz de etler bu şekilde gelmez. Meditrina bu uyarıyı dikkate almıştı tam istediğimiz gibi pişmişti. Makarna, pizza ve İtalya'ya özgü lezzetler şık bir sunumla sizleri bekliyor..


Meditrina

Adres: Ortaköy Salhane Sok. No: 3 K:1
Tel: (212 - 261 89 20 / 21)

http://www.ristorantemeditrina.com/

Abant Gölü


Abant denilince nedense benim aklımda hep bu fotoğraf
canlanır. Sakinliği, dinginliği, huzuru bulabileceğiniz bir köşe gibi gelir. Birkaç ay önce (sanırım ilkbahardı) gittiğimde kuş sesleri ve temiz hava böyle düşünmekle yanılmadığımı kanıtladı. Oraya vardığım ilk andan itibaren İstanbul'un karmaşası çok geride kalmıştı. Benim kaldığım otelden görünen manzara bu değildi ancak bu beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çünkü Abant Gölü'nün 7Km'lik parkurunun her  açısından başka bir güzellikte manzara yakalamak mümkün.



Abant..
 





Abant'ın Bolu şehir merkezine uzaklığı 33 km. Buraya gelirken yolda küçük pansiyonlar da dikkatimi çekti ama otel konforu tercih edecekseniz birçok otel mevcut. Ben iş ile ilgili olarak geldim ve Büyük Abant Oteli'nde kaldım. Galiba burası bu tarz toplantılara sık sık ev sahipliği yapıyor. Bizim ayrıldığımız gün başka bir organizasyon için hazırlıklar yapılmaktaydı. Ayrıca yanılmıyorsam bölgenin en eski otellerinden biri. Hatırladığım kadarıyla, konaklama ücreti hafta içi tek kişi 150-200 TL civarındaydı ancak güncel halini bilemiyorum. Otelin aşağıdaki adresinden ulaşabilirsiniz.
www.buyukabantoteli.com


Büyük Abant Oteli'nden Abant..


Abant'a ulaşım çok kolay. Eğer otobanı takip ederseniz, Ankara - İstanbul kara yolu üzerinden yol alırken Bolu civarında Ömerler - Madensuyu sapağından ayrılan yolu takip etmelisiniz. Abant Gölü Tabiat Parkı'nın bulunduğu Abant bölgesi Ankara'ya 4, İstanbul'a 3 saat uzaklıkta.



Abant'ta fayton sefası da yapmanız mümkün. Bir yanda göl manzarası diğer yanda orman, kuş sesleri içinde gezebiliyorsunuz. Bir de at ile tur atabilirsiniz.























Abant Otelleri

Büyük Abant Oteli - 5 Yıldızlı
Büyük Abant Oteli; Abant Göl kenarı,115 odaya sahip,1 kral dairesi, 20 suit, 43 göl manzaralı, 49 orman manzaralı, 2 özürlü odası bulunmaktadır.
Taksim İnternational Abant Palace - 5 yıldızlı
Taksim İnternational Abant Palace;Abant gölü kenarında İstanbul havaalanına 280 km, Ankara Havaalanına 230 km,Bolu'ya 38 km mesafededir.
Petro Club Abantbey Yayla Tatil Köyü
Petroclub Abantbey Yayla Tatil Köyü: Abant sapağı 3.
Taksim İnternational Abant Köşk S Clas

Otellerin arasındaki alanlarda yöresel yiyecekler satan yerler vardı, zaman kalmadı almaya ama artık birdahaki sefere.. 

Bu manzara da Abant'tan..


Abant'ta turist de oldukça fazlaydı. Amerika'da yaşayan Kore'li bir aileyle tanıştık. İstanbul'a gideceklerdi bizden tavsiye istediler, bir de dünya tatlısı kızları vardı, çok güzel bir kare yakaladım bu sayede..

İşte küçük hanım..

Ben Abant'ı aslında karlar altında görmeyi daha çok seviyorum. Yıllar önce bir spor müsabakası için gelmiştim. Tarih 2000 yada 2001 olmalı, günübirlik gelmiştik.. O zaman Abant Gölü buz tutmuştu. O hali de çok güzeldi. Aslında günübirlik de gelinebilecek bir yer Abant ama tabii biraz yorucu olabilir..

Otelden ayrılmadan önce aşağıdaki ufaklıklar dikkatimi çekti; anne,baba ve çocuklar... Anne gözükmüyor ama tam bir aile saadeti.:)


Bu şekerleri bırakıp oradan ayrıldık. Bu arada dönüş yolunda Berceste'de mola vermeyi unutmayın. Çeşit çeşit reçeller, ev ürünleri bulabileceğiniz bir yer. Benim favorim turşuları. Bir de orayı anlatmayayım şimdi, siz sağda mola yeri gördüğünüzde bir durun derim..


Marmara Adası




 Marmara adası, Kapıdağ yarımadasının kuzeyinde yer alıyor. İrili ufaklı pek çok adanın bulunduğu bu bölgede, Marmara haricinde Avşa, Paşalimanı ve Ekinlik adalarında yerleşim bulunmakta. Marmara Takımadaları 4`ü yerleşime açık 14 adadan oluşmakta...

Marmara adası karşısında bulunan Avşa'ya nazaran sakin ve huzurlu bir yer. Avşa'yı sevmediğimi sanmayın şimdi bu sözümden; Avşa da çok güzel  ve bence eşsiz bir yer ancak pek huzur arayanlara hitap etmiyor..


Adaya  ulaşım Erdek, Tekirdağ ve İstanbul'dan sağlanıyor.

İstanbul'dan; İDO ile Bostancı ve Yenikapı'dan 3 saat veya Mavi Marmara vapuru Sarayburnu'ndan kalkış ile 5 saatte

Barbarostan Seyhan4 feribotu(2 saat)

Erdek'ten kalkan feribotlar (2,5-3 saat).


Ben Erdek'ten geldim. Feribot Paşalimanı  Avşa, Ekinlik adalarına teker teker uğradığı için yolculuk 3 saati geçti. Bu yüzden İstanbul'dan direkt gelmek daha mantıklı..




Avşa Limanı..


Ben birdahaki sefere arabayla gelmeyi düşünüyorum.Çünkü adada arabaya çok fazla ihtiyaç duydum.Birde minibüs ücretleri inip binseniz bile 2 TL.Tekirdağ'dan arabalı vapuru tercih ederseniz otomobil 50 TL.

Adanın merkezinde birçok çay bahçesi bulunuyor.Hepsinde tek tek koruk içip tadına baktım. Koruk gurmesi oldum diyebilirim:).Bu arada en güzel koruk Kısmet Çay Bahçesi'nde..



Çay bahçelerinin görünüşü..


Marmara Adası'nda pansiyon tarzında kalabileceğiniz pek çok yer var.Bende böyle bir yerde kaldım; adı Nergis Motel.. Son derece güzel, kendine ait bir plajı ve mükemmel bir manzarası var:


Birkaç manzara...


Otelin konumu...


Plaja merdivenle iniliyor ve aşağıda yemek yeniliyor..Yemek demişken;yemekler ev yemeği tarzında..Öğlen ve akşam yemekleri son derece güzel su dışında ekstra bir şey harcamaya gerek kalmıyor.Ancak kahvaltıyı söylemeden edemeyeceğim;çünkü pek iç açıcı değil. Hiç bir şey yoktu neredeyse.Kahvaltı ve ulaşım zorluğu dışında genel olarak memnun kaldım ama mutlaka özel araçla gitmek gerek.

Ada genelinde deniz çok temiz ancak plajlar farklılık gösteriyor.Bazılarında deniz taşlık,bazılarında kumsal..Kole, Keresya, Aba, Çınarlı ve Manastır Plajları bulunuyor.
Benim favori plajım Manastır oldu.

Manastır plajında hem kumsal çok güzel hemde deniz; her ikisi de kum.
Ancak Manastır'ın da ulaşımı biraz güç. Manastır Marmara merkez ile Çınarlı köyü arasında yer alıyor. Minibüsten indiğiniz yerden aşağıya yürümeniz gerekiyor. Özel araçla ulaşımı son derece kolay merkeze 7-8 kilometre mesafede.



Dolmuşla gelmeniz durumunda fotoğrafta gördüğünüz kadar bir mesafe yürümek gerekiyor. Ancak bu yürüyüşün sonunda Marmara Adası'nın (bence) en güzel plajına ulaşıyorsunuz.


İşte burası manastır..

Manastır plajı küçük bir koy ve kalınabilecek tek bir yer var;
'Davran Motel'
http://www.davranmotel.com/

Burasını keşfettiğime çok sevindim hatta birdahaki ziyaretimde burada kalmayı planlıyorum. Kişi başı 45 TL, sabah ve akşam yemekleri dahil. İçerisinde restoranı bulunuyor.Sabah ve akşam yemeklerinin dışında burada ekstra olarak bir şeyler yenilebiliyor.Marmara Adası'na olan mesafe düşünülünce ekstra kaçınılmaz ancak fiyatlar da çok uygun..

Kole plajı



Kole plajı adanın merkezinde küçük ve kalabalık bir plaj,onun biraz ilerisinde Keresya plajı var. Keresya'da da bir restoran bulunuyor, galiba plaj ücretli. (Orada denize girmediğim için bilmiyorum)


Keresya plajı..

Aba plajında kumsal neredeyse yok,tamamen taşlık. Denizde öyle ama temiz. Aba plajına adanın merkezinden motorlarla geliş mümkün,çok ta uzak değil aslında.Yürüyerek gitmek de mümkün.


Aba plajı..

Aba plajında adada kalınabilecek başka bir motel bulunuyor.Burası da Boncuk Otel.Denize sıfır,zeytin ağaçları, çiçekler,yeşillikler arasında tatil yapmak isterseniz burası size göre..Fiyat politikaları biraz kafa karıştırıcı KDV'li, KDV'siz  farklı rakamlar telaffuz ettiler ama benim aklımda kalan gecelik kişi başı 60 TL civarında oluşuydu.
Restoranından bir manzara..


Denizden görünüş;


Boncuk otel










Vira Restoran - Şile




Şile'ye geldiniz ve akşam bir balık restoranına gidelim dedin. O zaman sana önereceğim bir yer var. Şile sahilinde balıkçı teknelerine giderken yolun solunda kalan Kale manzarası olan ve değişik tatları müşterisine sunan Vira Restoran.

Küçük, salaş bir yer gibi görünse de hizmet son derece güzel ve balıkla değişik tatlar sunması açısından farklı. Biz balık mücveri, balık kokoreci ve balık köftesini denedik. Çok değişik ve çok güzeldi. Benim favorim balık mücveri.. Kulağa garip gelse de balığın kokusunu veya tadını almıyorsunuz. Evet balık tadı var diyorsun ama bildiğinden başka bir şeye dönüşmüş..Dene derim :)




Tatil Cenneti - Ağva


Ağva İstanbul'a hem yakın hem de el değmemiş  güzellikleri olan bir tatil beldesi.. Karadeniz'in masmavi suları, birbirinden lezzetli balıkları ile İstanbul'un kuzeydoğusunda yer alan bir doğa harikası...

Ağva adını iki yanında akan Göksu ve Yeşilçay nehirlerinden alıyor.














Bu nehirlerde ve denizde tekne turu yapabilirsiniz.Tekneler 30 TL'ye kalkıyor; isterseniz dolmasını bekleyin (ki 10 kişi olunca kalkıyor) isterseniz de arkadaşlarınızla birlikte size özel kiralayın..

Ağva'da tekne turunun yanında birçok alternatif bulabilirsiniz. Biz özellikle cumartesi günleri denize girmek için tercih ediyoruz. Deniz daha temiz oluyor.. Çok güzel bir kumsalı var, 2 kişilik şezlong ve şemsiye 15 TL.

Ağva hafta sonları sükunet içinde dinlenilebilinecek bir yer. Özellikle nehir kıyısındaki oteller size bu imkanı sunuyor. Nehir insana huzur veriyor ancak buradaki oteller bu imkanı biraz fazla bir fiyata sunuyorlar.. Yinede ilgilenirseniz güzel bir seçenek olabilir. Nehrin iki yanına kurulu düzenekler var ve bunlarla karşıya geçiliyor. Ayrıca oteller ait kano ve deniz bisikletleriyle de dolaşmak mümkün.




Güzergah;

Ağva'ya gidiş için iki alternatif var biri orman,diğeri sahil yolu.

Ümraniye - Şile yolunu takip edin. Şile'den sonra, Ağva'ya giden sahil yolunu kullanarak, Kabakoz, İmrenli, Akçakese ve Kurfallı güzergahını izleyin. Toplam bir buçuk saatte Ağva'ya ulaşabilirsiniz.

Yada Şile'den sonra orman yolunu tercih edip yeşillikler içinde ama biraz virajlı bir yolu takip edebilirsiniz.

Sahil yolu yeni yapılmış,yine biraz viraj var ama daha iyi bence. Birde Ağva'ya gelmeden birkaç kilometre önce İmrenli plajı bulunuyor. Daha sonra gidilecek diye not aldığımız sakin, küçük bir koy..